Doğal Bileşiklerin Saflaştırılması İçin Tavsiyeler

Doğal bileşiklerin saflaştırılması artık sizin için de doğal bir süreç olabilir. Nasıl mı?

Doğal bileşikler, saflaştırmak ve analiz etmek için en gerekli, ilginç ve heyecan verici bileşiklerden bazılarıdır. Ancak doğal bileşiklerin saflaştırılması pek de kolay bir iş sayılmaz. Ama bu blog yazısı elinden geldiğince yardım etmek için burda. Bu yazıda, saflaştırma işlemi, kromatografi türü seçimi ve bu uygulama için en uygun çözücüler gibi konularda size yol göstermeye çalışacağım. Doğal olarak, şimdiye kadar çok meraklanmış olmalısınız, dolayısıyla beklemeden okumaya devam edin.

Bir itirafım var. Zencefili gerçekten sevmiyorum. Bazı lezzetli yemeklerde biraz zencefile tahammül edebilirim. Ama çiğ zencefil ve zencefil çayı gibi şeylere katlanamıyorum. Tat alma hücrelerimin zencefile karşı ilan ettiği bu şiddetli savaşın bir arka planı var. Maalesef şiddetli araç tutması yaşayan biriyim. Talihsiz bir otobüs yolculuğunda, hasta hissetmemek için kendimi doğal bir bileşik olan zencefil ile silahlandırmaya karar vermiştim. Onu ısırır ısırmaz midemin daha önce hiç olmadığı kadar büyük bir isyan başlattığını anladım. Tüm konsantrasyonumu öğle yemeğimi midemde tutmak için harcadım. Eşim bugün bile hala yeşile dönmüş ve terle kaplı yüzümü hatırladıkça güler ve ben de bütün suçu zencefilin korkunç tadına atmaya devam ederim.

Evet, bu doğal ürün benim için pek işe yaramadı ama bir meslektaşım zencefilin ne kadar sağlıklı olduğunu anlata anlata bitiremiyor. Doğal ürünlerin genellikle faydalı ve çok popüler olduğu doğrudur, bu yüzden doğal bileşiklerin nasıl saflaştırılacağına dair bir yazının çok geç kaldığı konusunda benimle aynı fikirde olacağınızdan eminim.

Önce doğal bileşikler derken ne demek istediğimize bakalım.

Doğal bileşikler, bitkiler, mikroplar veya hayvanlar gibi canlı organizmalar tarafından üretilen maddeler olarak tanımlanır. Sıklıkla, bu doğal bileşikler, patojen savunması veya hücre sinyal fonksiyonları gibi önemli bir işlev gören metabolitlerdir. Bu metabolitleri genellikle gıda, kozmetik ve ilaç endüstrilerinde bileşen olarak kullanıyoruz.

İnanılmaz çeşitlilikleri nedeniyle, doğal bileşiklerin saflaştırılması, kromatografik ayırma için kullanılan çözücü türleri dahil olmak üzere çok farklı protokolleri izleyebilir.

Gelin, genel prosesin bir özetini görelim.

Doğal bileşiklerin saflaştırılması genellikle uzun bir süreçtir. Ekstrelerinizi çıkarmanız, ayırmanız, konsantre etmeniz, kurutmanız ve ardından biyokimyasal karakterizasyon ve yapısal analiz yapmanız gerekir. Ekstraksiyon sırasında istenilen bileşikleri hammaddelerden ayırırsınız. Solvent ekstraksiyonunun en popüler tercih olduğu yerlerde solvent ekstraksiyonu, distilasyon metotları veya presleme ve süblimasyon gibi yöntemleri uygulayabilirsiniz.

Bu noktada numune karışımınız, diğer bileşiklerin yanı sıra hedef bileşiği de içerir. Hedef bileşiği saf olarak elde etmek için, kristalleştirme, filtrasyon, sıvı-sıvı ekstraksiyonu veya kromatografi gibi bir ayırma adımı gerçekleştirmeniz gerekir. Bir kromatografi sistemi ile adsorpsiyon kolon kromatografisi, teknik basit, yüksek kapasiteli ve düşük adsorban maliyetli olduğu için sıklıkla tercih edilen bir yöntemdir.

Ekstraksiyon, ayırma ve analiz adımları arasında numunenizi konsantre etmeniz veya tamamen kurutmanız gerekir. Bunun için döner buharlaştırma, dondurarak kurutma veya püskürtmeli kurutma gibi teknikleri kullanabilirsiniz.

Bunlar, doğal bileşiklerin saflaştırılmasında gerekli aşamalardır. Doğal bileşiklerin kromatografik olarak ayrıştırılması kesinlikle sürecin en zorlu adımlarından biridir. Dolayısıyla bu uygulama için metodu anlamak ve kusursuzlaştırmak için gösterilen her türlü çabaya değer.

Öncelikle, normal veya ters faz kromatografiden hangisinin doğal bileşiklerin saflaştırılması için daha uygun olduğuna bakalım.

Bu tek bir cevabı olmayan zor bir sorudur. Bunun nedeni, muazzam çeşitlilikleri nedeniyle, doğal ürünlerin son derece düşükten çok yüksek polariteye kadar herhangi bir polaritede olabilmesidir. Genel olarak, ekstraksiyon solventine dayalı olarak normal ve ters faz kromatografi arasında seçim yapabilirsiniz. Hekzan, DCM, EtAc ve diğer suyla karışmayan çözücü ekstraktları en iyi normal faz ile saflaştırılır. Alkol ve su ekstraktları ise en iyi şekilde ters faz ile saflaştırılır. Bu kromatografi türlerinin her ikisi de aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi doğal bileşiklerin saflaştırılması söz konusu olduğunda avantaj ve dezavantajlara sahiptir:

Avantajlar Dezavantajlar
Normal Faz Kromatografi – Mobil Faz Organik çözücüler, ayrıldıktan sonra kolayca buharlaştırılabilir. Organik çözücüler pahalıdır ve güvenlik ve çevresel açılardan riskler taşır.
Normal Faz Kromatografi – Sabit Faz Silika medya ucuzdur. Silika medya yalnızca tek kullanımlıktır.
Ters Faz Kromatografi – Mobil Faz Su / alkol karışımları ucuzdur. Suyun konsantrasyon / buharlaşma için uzun bir süreye ihtiyacı vardır.
Ters Faz Kromatografi – Sabit Faz Bağlanmış silika (C18) birden çok kez kullanılabilir. Bağlanmış silika (C18) pahalıdır.

Şimdi, doğal bileşiklerin saflaştırılması için kromatografi çözücülerinin seçiminden bahsedelim. Sabit fazın seçimi nispeten daha kolaydır. Normal faz kromatografi gerçekleştirirken silika veya ters faz kromatografi gerçekleştirirken C18 kullanabilirsiniz.

Mobil faz seçimi daha karmaşık olma eğilimindedir. Çözücüler, ayırma sonuçları üzerinde en büyük etkiyi gösteren parametre olan polaritenin yanı sıra toksisite, viskozite, maliyet, UV limiti ve kaynama noktaları açısından farklılık gösterir. Bu parametrelere ve bunların doğal bileşiklerin saflaştırılmasını nasıl etkilediğine daha yakından bakalım.

Toksisite: Heksan ve DCM gibi normal faz çözücüler, ters faz çözücülerden daha toksiktir. Mümkünse heksanı heptan ve DCM’yi asetonla değiştirin.

Kaynama noktası: Düşük kaynama noktalarına sahip çözücülerin kullanılması, çalışma sonrası numune konsantrasyonu adımınızı hızlandırabilir ve kolaylaştırabilir. Bu tür çözücüler, Evaporatif Işık Saçılım Dedektörü (ELSD) için tercih edilir. Düşük kaynama noktalı çözücülerle daha düşük sıcaklıklarda çalışabildiğiniz için, bunlar bileşik stabilitesi için de faydalıdır.

UV limiti: Seçtiğiniz çözücüler, karışıklığı önlemek ve uygun bir toplama sağlamak için dedektör tarafından kullanılan dalga boyundaki UV ışığı absorbe etmemelidir. Çözücüler olarak aseton ve etil asetata özellikle dikkat edilmelidir çünkü bu parametreyle ilgili sorunlara neden olma olasılığı en yüksek solventler bunlardır. UV limitleriyle ilgili engelleri ortadan kaldırmak için ELSD gibi başka bir dedektörle UV kombinasyonu kullanmayı düşünün.

Viskozite: Daha az “kalın” olduklarından, düşük viskoziteli solventleri seçin, böylece kolon veya kartuş geri basıncını en aza indirirler. Düşük viskoziteli bir çözücü olduğu için uygun olduğunda asetonitril kullanmanızı tavsiye ederim.

Maliyet: Genel olarak normal faz kromatografi çözücüleri, ters faz kromatografi çözücülerden daha pahalıdır. Her zaman daha ucuz alternatifleri test etmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin aseton, etil asetatla benzer polariteye sahiptir ve çok daha düşük maliyetlere elde edilebilir.

Tamam tamam, aşırı bilgi yüklemesiyle midenizi bulandırmadan burada dursam iyi olur. Umarım tıpkı protein ve peptit saflaştırması üzerine olan önceki yazımda olduğu gibi, bu yazı da size kromatografi sürecinizi belirli bir uygulamaya nasıl uyarlayacağınız konusunda bazı faydalı ipuçları sunmuştur. Bu uygulama odaklı blog gönderilerini beğeniyorsanız bunu yorumlarda belirtebilirsiniz, size daha fazlasını yazmak için elimden geleni yapacağım. Her iki durumda da rüzgarın beni nereye götüreceğini görmek için bloga uğramaya devam edin!

Bir dahaki sefere kadar,

Bart Denoulet

Kaynak: https://www.barts-blog.net/purification-of-natural-compounds-can-come-this-naturally-to-you-here-is-how/